KASTEN YARALAMA SUÇU, CEZASI VE NİTELİKLİ HALLERİ, TCK 86, 2025

KASTE N YARALAMA SUÇU
KASTEN YARALAMA SUÇU

KASTEN YARALAMA SUÇU, CEZASI VE NİTELİKLİ HALLERİ, TCK MADDE 86, 2025

Kasten başkasının vücuduna acı vermek ya da sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmak şeklinde tanımlanan kasten yaralama suçu, ülkemizde sıkça işlenen ve bu nedenle yargılamalara çokça konu olan bir suç tipidir. Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde vücut dokunulmazlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu yazımızda ceza hukuku kapsamında teorik olarak kasten yaralama suçunun kanuni düzenlemesi, suçla korunan hukuki değer, suçun maddi ve manevi unsurları, özel görünüş şekilleri ve muhakemesi incelenecek olup, yazının sonunda güncel Yargıtay kararlarına yer verilmek suretiyle de suçun uygulamasına değinilecektir. TCK madde 87 kapsamında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama konunun önemine binaen başka bir yazımızda irdelenecektir.

1. KASTEN YARALAMA SUÇU KANUNDA NASIL DÜZENLENMİŞTİR?

Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi şu şekildedir:

“(1)Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.

(3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

 c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silahla,

f) Canavarca hisle, işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.”

2. KASTEN YARALAMA SUÇU İLE KORUNAN HUKUKİ DEĞER NEDİR?

Kasten yaralama suçu ile korunan hukuki değer suçun ihdas edildiği bölümün başlığından da açıkça anlaşılacağı üzere vücut dokunulmazlığı ve bütünlüğüdür. Kişilerin vücut dokunulmazlığı, önemine binaen Anayasa’nın 17. maddesinde; “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.” şeklindeki düzenleme ile anayasal bir koruma altına da alınmıştır. Nitekim aynı koruma Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de sağlanmaktadır.

Kişilerin vücut bütünlüğü deyiminden yalnızca somut fiziki beden değil ruhsal bütünlük de anlaşılmalıdır. Kişinin hem maddi hem de manevi varlığına yönelik müdahaleler suçun konusunu oluşturacaktır.

3. KASTEN YARALAMA SUÇUNUN MADDİ UNSURLARI NELERDİR?

3.1. Kasten Yaralama Suçunda Fail

Kasten yaralama suçunun faili herkes olabilir. Bununla birlikte failin mağdurun eşi, kardeşi, altsoyu veya üstsoyu olması cezayı ağırlaştıran nitelikli bir hal olarak kabul edilmektedir. Yine belirtmek gerekir ki kanuni düzenlemede eylemin bir başkasına yönelik olması arandığından kişi kendisine karşı bu suçu işlemeyecektir. Kişinin kendisine karşı kasten yaralama eylemleri somut olaya göre Askeri Ceza Kanunu’nun 79. maddesinde düzenlenen kendisini kasten sakatlayarak veya herhangi bir suretle askerliğe yaramayacak bir hale getirme suçunu oluşturabilecektir.

3.2. Kasten Yaralama Suçunda Mağdur

Kasten yaralama suçunun mağduru da herkes olabilir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi fail ile mağdur arasındaki eş, kardeş, altsoy-üstsoy ilişkisinin varlığı nitelikli bir hal olarak düzenlenmiştir. Mağdurun yaşayan bir insan olması gerekir. Anne karnındaki cenine karşı ya da ölmüş bir insana karşı bu suç işlenemeyecektir.

3.3. Kasten Yaralama Suçunda Eylem

Kasten yaralama suçunun oluşması için mağdurun vücuduna acı verilmesi, sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunması gerektiğinden bu neticelere elverişli her türlü eylem suçu oluşturabilecektir. Bu bakımdan serbest hareketli bir suç türüdür.

Kasten yaralama suçu failin icrai bir hareketiyle işlenebileceği gibi ayrı bir suç olarak TCK madde 88’de de düzenlendiği üzere ihmali hareketiyle de işlenebilir. İhmali hareketle işlenen kasten yaralama suçunda hâkime sanığa verilecek cezada indirim yapabilmesine yönelik bir takdir hakkı tanınmıştır. Ancak bu indirimin TCK madde 86’dan mı yoksa TCK madde 87’de mi düzenlenen cezadan yapılacağı hususunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır.

Failin icrai hareketlerinin birden fazla olması suçun tekliğini değiştirmez. Başka bir ifadeyle failin mağduru yaralamaya yönelik tekme atma ya da tokat atma gibi hareketlerde bulunması suçun tekliğini ortadan kaldırmaz. Ancak suçun silahtan sayılan bir cisimle işlenmesi nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir.

3.3.1. Vücuda Acı Vermeden Anlaşılması Gereken Nedir?

Türkçe sözlükte “birinin üzülmesine sebep olmak, incitmek” anlamına gelen acı vermek deyimi, kasten yaralama suçu açısından mağdurun vücut bütünlüğünü ihlal eden her türlü muamele olarak anlaşılabilir. Acı verme olgusu her somut olayda yargılama makamları tarafından objektif bir değerlendirme ile tartışılmalıdır.

3.3.2. Sağlığın Bozulmasından Anlaşılması Gereken Nedir?

Güncel Türkçe sözlükte sağlık, “Bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik durumunda olması, vücut esenliği; keyif, sıhhat” anlamına gelmektedir. O halde sağlığın bozulmasından anlaşılması gereken failin mağdurun yalnızca fiziksel değil, sosyal ve ruhsal sağlığını bozan eylemleri olmalıdır. Örneğin bulaşıcı hastalığa sahip birinin bu hususu gizleyerek hastalığını cinsel veya başka bir yolla başka bir kişiye bulaştırması da kasten yaralama suçunu oluşturacaktır.

Hemen belirtmek gerekir ki suçun oluşması açısından acı veren eylemin sağlığı bozması gerekmediği gibi sağlığı bozan eylemin de mutlaka tıbbi tedaviyle iyileşmesi de gerekmez. Kendiliğinden düzelene basit sağlık bozulmaları da suçun oluşması için yeterlidir.

3.3.3. Algılama Yeteneğinin Bozulmasından Anlaşılması Gereken Nedir?

Kişinin idrakini ve iradesini etkileyen ve bu yeteneğinin bozulmasına sebep veren eylemlerin mağdurun algılama yeteneğini bozduğu kabul edilmelidir. Dış dünyayı algılama yeteneği etkilenen mağdurun bu durumda yukarıda incelediğimiz ruhsal sağlığı da bozulmuş olacaktır.

4. KASTEN YARALAMA SUÇUNUN MANEVİ UNSURU NEDİR?

Adından da anlaşılacağı üzere kasten yaralama suçu kast ile işlenebilir. Genel kast suçun işlenmesi için yeterli olup özel kast aranmamaktadır. Ayrıca olası kast ile de işlenmesi mümkündür. Yaralama suçunun taksirle işlenmesi TCK madde 89’da yaptırıma bağlanmıştır. Failin kastının mağdurun vücuduna acı verme, sağlığını bozma ya da algılama yeteneğinin kaybolmasına yönelik olması gerekir.

5. KASTEN YARALAMA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ NELERDİR?

5.1. Kasten Yaralama Suçunun Üstsoya, Altsoya, Eşe, Boşanılan Eşe veya Kardeşe Karşı İşlenmesi

TCK madde 86/3-a bendi gereği kasten yaralama suçunun; üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi halinde verilecek ceza şikayet aranmaksızın yarı oranda artırılacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki kasten yaralama suçu kural olarak şikayete tabi değildir. Ancak mağdurun sıfatından kaynaklanan bu hallerde suç şikayete tabi olmaktan çıkmakta ve re’sen soruşturulmaktadır. Kanun koyucu failin kan hısımlığı içerisinde bulunduğu kişilere karşı işlediği kasten yaralama suçunda daha büyük bir kötülük halinin bulunduğunu kabul etmiştir.

Üstsoydan anlaşılması gereken, fail ile arasında kan bağı bulunan anne, baba, dede, anneanne, babaanne, büyük anne, büyük babadır. Altsoydan anlaşılması gereken ise failin arasında kan bağı bulunan çocukları, torunları, torununun çocukları ve onların torunlarıdır. Nitelikli halin uygulanmasında Türk Medeni Kanunu’ndaki kan hısımlığı prensibi esas alındığı için üvey üstsoy veya altsoy ya da evlatlık ilişkisinde nitelikli halden dolayı ceza artırımı yapılması mümkün değildir. Yine kayın hısımlık durumunda da kanunda düzenlenmediği için artırım yapılamayacaktır. Uygulamada yargı mercilerince nüfus kayıt örneklerinin dosya arasında alınması ile kan hısımlığı tespiti yapılmaktadır.

Failin eşiyle arasında boşanma davasının olması nitelikli halin uygulanmasına engel teşkil etmez. Suç tarihinde mağdur ile evli olan fail hakkında cezasında artırım yapılması gerekir. Boşanma davasının kesinleşmesine kadar nitelikli halin uygulanmasına devam edilir. Tarafımızca hükmün getiriliş amacına aykırı olduğu düşünülse de mağdurun, failin dini nikahlı eşi olması ya da onunla birlikte resmi nikah olmadan birlikte yaşıyor olması artırım nedeni yapılamayacaktır.

Kardeş, yansoy hısımlığının bir şekli olup mağdur ile failin anne ya da babasından birinin ortak olması artırım nedeni yapılması açısından yeterlidir. Evlilik dışı çocuklar bakımından ise kardeşlerin resmi şekilde tanınmış olmaları gerekmektedir.

5.2. Kasten Yaralama Suçunun Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı İşlenmesi

Beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten yaralama suçunun işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Hemen burada ifade etmek gerekir ki kanun lafzında ayrıca çocuklara yer verilmediği için mağdurun sadece çocuk olması bu nitelikli halin uygulanmasını gerekli kılmaz. Somut olaya göre çocuğun kendini savunamayacak durumda olması halinde bu fıkra hükmü mağdurun çocuk olduğu durumlarda da uygulama alanı bulabilecektir.

Beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak durumda bulunan kişilere örnek olarak yaşlı insanlar, hasta ve engelli kişiler gösterilebilir. Ancak yapılması gereken her olayda mağdurun beden veya ruh bakımında kendisini savunabilecek durumda olup olmadığının tespit edilmesidir. Örneğin mağdurun kendi istemiyle alkol veya uyuşturucu madde kullanarak kendisini beden bakımından savunmayacak bir hale getirmesi durumunda nitelikli hal uygulanmayacaktır.

5.3. Kasten Yaralama Suçunun Kişinin Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle İşlenmesi

Kasten yaralama suçunun kamu görevini yerine getiren bir kişiye karşı işlenmesi halinde de verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Kanun lafzında kamu görevlisi değil kamu görevi ibaresi kullanıldığından mağdurun suç anındaki faaliyetinin kamu görevi olması nitelikli halin oluşması açısından yeterlidir. Mağdurun kamu görevlisi olması aranmaz.

TCK madde 6’nın gerekçesinde kamusal faaliyet, “Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi” olarak ifade edilmiştir. Bu tanıma ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre avukatlık, noterlik, bilirkişilik, tanıklık, tercümanlık, arabuluculuk faaliyetleri kamusal faaliyettir. Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda pandemi döneminde 2020 yılında yapılan düzenleme ile kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama (madde 86), tehdit (madde 106), hakaret (madde 125) ve görevi yaptırmamak için direnme (madde 265) suçlarında ilgili maddelere göre tayin edilecek cezaların yarı oranında artırılması gerektiği düzenlenmiştir. Özel bir ceza normu niteliğindeki bu düzenleme gereği mağdurun kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapması halinde failin cezasında sadece bu madde gereği artırım yapılacaktır.

5.4. Kasten Yaralama Suçunun Kadına Karşı İşlenmesi

12.05.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikle TCK madde 86/2 2. cümle gereği kasten yaralama suçunda mağdurun kadın olması halinde verilecek cezanın 6 aydan az olamayacağı düzenlenmiştir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet olaylarının vahametini göz önüne alan kanun koyucu kasten yaralama gibi kasten öldürme, tehdit, işkence ve eziyet suçlarında mağdurun kadın olması halimde cezanın artırılmasına yönelik düzenleme yapmıştır. Nitelikli halin uygulanması bakımından failin erkek olması gerekmez. Kadın failler hakkında da bu madde uyarınca arıtırım yapılacaktır. Mağdurun aynı zamanda failin eşi olması ya da sağlık çalışanı olması halinde ayrı ayrı artırım yapılacaktır.

5.5. Kasten Yaralama Suçunun Silahla İşlenmesi

Kasten yaralama suçunun silahla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. TCK madde 6 kapsamında silah deyiminden ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılır.

Faile, fiili işlediği sırada avantaj sağlayan veya mağdurun direncini kırmaya ve neticeten onu yaralamaya elverişli her türlü şey silahtan sayılabilir. Bir kimsenin yaralanmasına sebep olan şey kimi olaylarda bıçak olabileceği gibi kimi olaylarda esasen saldırı amacıyla üretilmemiş olan tornavida, çekiç, vazo gibi şeyler de silahtan sayılabilecektir. Olayın niteliğine göre saldırıda kullanılan bir hayvan da silahtan sayılabilecektir. Hemen belirtmek gerekir ki insan bedeninin el, kol, ayak gibi kısımları silahtan sayılmaz. Halk arasında “boksörlerin yumruğu silahtan sayılır” gibi kabuller hukuken doğru değildir.

Bir nesnenin silah sayılabilmesi için taşınabilir, atılabilir ya da hareket ettirilebilir olması da gerekmektedir. Örneğin failin mağduru kafasından tutarak duvara vurduğu bir varsayımda duvar, silahtan sayılamayacaktır.

Suçta kullanılan silahın ele geçirilememiş olması halinde somut olay özelinde tüm dosya kapsamındaki deliller ile özellikle mağdura ait genel adli muayene raporlarında yaralanmanın silahla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği tespit edilmeli, gerektiğinde bu hususun tespiti için bilirkişi deliline dayanılmalıdır.

5.6. Kasten Yaralama Suçunun Kamu Görevlisinin Sahip Bulunduğu Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle Gerçekleştirilmesi

TCK madde 6 kapsamında kamu görevlisi deyiminden, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılmalıdır. Suçun nitelikli halinin oluşması için de kamu görevlisi olan failin nüfuzunu kötüye kullanması gerekmektedir. Bu durumda verilecek cezada yarı oranında artırım yapılır. Hemen ifade etmek gerekir ki kamu görevlisinin mağdura yönelik kanunen tanınmış bir zor kullanma yetkisi olması şart değildir. Böyle bir yetkisi var ve fail bu yetkisini aşarak mağdura müdahalede bulunuyorsa TCK madde 256 kapsamında düzenlenen zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçu değerlendirilebilir.

5.7. Kasten Yaralama Suçunun Canavarca Hisle İşlenmesi

2020 yılında yapılan değişiklik ile canavarca hisle kasten yaralama suçunun işlenmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı düzenlenmiştir. Diğer nitelikli haller de cezanın yarı oranında artırılması öngörülmüşken bu fıkrada cezanın bir kat artırılması gerektiği düzenlenmiştir.

Canavarca histen anlaşılması gereken toplum bilinci ile ahlakına aykırı, failin yabani bir kötülüğüne işaret eden, yaralama ile duyulan zevki tatmin eden veya acıma barındırmayan manevi durumudur. Hemen ifade etmek gerekir ki fiilin canavarca hisle işlenmesi ile canavarca işlenmesi farklı şeylerdir. TCK madde 86 kapsamında artırım nedeni kabul edilen husus failin hareketi değil psişiğindeki histir. Ancak 2020 yılında yapılan değişiklik uygulamada farklı yorumlamalara sebebiyet vermiş bu doğrultuda öğreti tarafından da yoğun eleştirilere maruz kalmıştır.

6. KASTEN YARALAMA SUÇUNDA HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen hukuka uygunluk nedenlerinin neredeyse tamamı kasten yaralama suçu açısından uygulama alanı bulabilecektir. Bu kapsamda meşru müdafaa, hakkın kullanılması, kanun hükmünün icrası kasten yaralama fiilini hukuka uygun hale getirebilecektir. Mağdurun rızası ise bu suç açısından bazı özel durumlar haricinde bir hukuka uygunluk nedeni değildir.

Tıbbi müdahalelerde hastanın iyileşmesine yönelik yapılan fiillerde mağdurun rızası kasten yaralama suçu açısından hukuka uygunluk nedeni olabilir. Ancak bu halde doktorun hastasını aydınlatması, hastanın da yapılacak olan müdahaleye aydınlatma sonrası rıza göstermesi gerekir.

Yine futbol, basketbol gibi spor müsabakalarında yapılan eylemlerde de kamu otoriteleri ve uluslararası kuruluşlar tarafından verilen izinler kapsamında hukuka uygunluk sebebinin mevcut olduğu kabul edilmelidir.

7. KASTEN YARALAMA SUÇUNA TEŞEBBÜS

Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur (TCK 35/1). Kasten yaralama suçu zarar suçları arasındadır. Dolayısıyla hareketin bölünebildiği hallerde kasten yaralama suçuna teşebbüs de mümkündür.

8. KASTEN YARALAMA SUÇUNA İŞTİRAK

Kasten yaralama suçu iştirak bakımında bir özellik göstermez. Bu suça iştirak mümkündür. Kasten yaralama suçunun tek faille işlenmesi mümkün olduğu gibi, TCK madde 37 ve devamı maddelerinde yer alan iştirak türlerinin (yardım etme ve azmettirmenin) uygulanması da söz konusu olabilecektir. İştirakin özellik gösterdiği hal TCK madde 87 kapsamında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama halleri olup başka bir yazımızda bu konu irdelenecektir.

9. KASTEN YARALAMA SUÇUNDA İÇTİMA

Türk Ceza Kanunu’nun “suçların içtimaı” başlıklı beşinci bölümünde, 42. maddede bileşik suç, 43. maddede zincirleme suç, 44. maddede ise fikri içtima hükümleri düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçuna ilişkin mağdura birden fazla kere yönelen eylemler suçun içtimaı sonucunu doğurmaz. Ortada tek bir yaralama suçundan bahsedilir.

Ancak failin eylemleri arasına zamanın girmiş olması ve aynı eylemlerin zaman aralıklarıyla devam etmesi halinde birden fazla yaralama suçunun oluştuğu kabul edilmelidir. Nitekim TCK madde 43/3 kapsamında kasten yaralama suçlarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Kasten yaralamanın basit şekli yağma ya da cebir kullanma suçunun unsurunu da oluşturduğundan ayrıca yaralama suçundan ceza verilmez. Ancak TCK madde 87’de öngörülen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama hallerde faile ayrıca bu maddeden de ceza verilir.

Yine TCK madde 106/2 kapsamında tehdit amacıyla kasten yaralama suçunun işlenmesi halinde fail hem tehdit hem de kasten yaralama suçundan cezalandırılacaktır.

Fail, tek bir eylemiyle hem kasten yaralama hem de mala zarar verme suçunu işlemişse faile fikri içtima hükümleri uygulanır ve en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilir.

10. KASTEN YARALAMA SUÇUNUN SORUŞTURULMASI VE KOVUŞTURULMASI

Kasten yaralama suçu kural olarak re’sen soruşturulan suçlardandır. Ancak basit tıbbi müdahale ile giderilebilen ölçüde hafif olan yaralamaların soruşturulması şikâyete tabi kılınmıştır. Bu halde dahi suçun nitelikli hallerinin veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama hallerinin varlığında suç şikayete tabi olmaktan çıkacaktır.

Kasten yaralama suçu bakımından görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Ancak neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu bakımından ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.

11. KASTEN YARALAMA SUÇUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

11.1. KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN KASTEN YARALAMA AŞAMASINDA KALMASI

“..tüm dosya kapsamında, mağdur R…. B….’ın 13 yaşında ortaokul öğrencisi, sanığın eşi G…. T….’ın ise mağdurun Türkçe öğretmeni olduğu olay günü mağdurun derse geç girmesi nedeniyle öğretmeni ile aralarında yok yazılma mevzusudan dolayı tartışma çıktığı, mağdurun “kim olduğumu biliyor musun, adam ol, arabanı çizerim lastiğini patlatırım” diyerek öğretmeni tehdit edip sınıftan ayrıldığı, akabinde G….’nin sanığı arayarak olayı anlatıp tedirgin olduğunu söylemesi üzerine, sanığın bu duruma sinirlenerek korkutup bu eylemlerinden vazgeçirmek amacıyla, mağdurun bulunduğu yere giderek kimsenin görmemesi içinde mağduru aracın içine alıp basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde darp edip, tehdit ve hakaret eylemlerinde bulunduğu bilaharede araçtan indirip göndermesi şeklinde gerçekleşen eyleminde olayın; kasten yaralama aşamasında kaldığı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun, zaman, mekan ve kasıt unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nın 86/2, 86/3-b. maddesi uyarınca mahkumiyeti yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde eylemin bölünerek ayrı ayrı beraat hükümleri kurulması,” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas Numarası: 2019/10628, Karar Numarası: 2022/11317, Karar Tarihi: 29.06.2022).

11.2. ELE GEÇİRİLMEMİŞ OLSA BİLE SİLAHLA İŞLENDİĞİ ANLAŞILAN OLAYLARDA NİTELİKLİ HALDEN CEZA ARTIRIMI YAPILMALIDIR

“Ceza Genel Kurulu’nun kararında açıklandığı üzere, ele geçirilmemiş olsa bile sanığın suçta kullandığı dosya kapsamından açıkça anlaşılan sopanın doğurduğu sonuçlar gözetildiğinde, saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli mahiyette olduğunun belirlenebiliyor olması karşısında; 5237 Sayılı kanun gereği kapsamında silah olarak kabulüyle 5237 Sayılı kanun uyarınca tayin olunan temel cezadan suçun silahla işlenmesi sebebiyle aynı kanun maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, hükmün kısmen tebliğ namedeki düşünce gibi bozulmasına oybirliği ile karar verildi” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Esas Numarası: :2011/1992, Karar Numarası: 2013/4248, Karar Tarihi: 05.06.2013).

11.3. ŞİKAYET HAKKI BULUNMAYAN ÇOCUKLARIN BABASININ ŞİKAYETTEN VAZGEÇTİĞİ DURUMLARDA MAĞDURLARA ATANAN ZORUNLU VEKİLİN TEMYİZ HAKKI BULUNMAMAKTADIR.

“Sanığın üzerine atılı kasten yaralama suçunu yaşları itibariyle şikayet hakkı bulunmayan çocuklarına karşı işlediği iddiasıyla yürütülen kovuşturmada; mağdurlar adına şikayet ve kamu davasına katılma hakkına sahip babaları olan müşteki Yakup K.’in 12.06.2013 tarihli celsede sanık hakkında şikayetçi olmadığını ifade etmesi karşısında; mağdurlara atanan zorunlu vekilinin sanık hakkında verilen beraat kararını temyize hakkının bulunmadığı anlaşılmakla temyiz isteminin CMUK’un 317. maddesi gereği REDDİNE, karar verildi.” (Yargıtay 3.Ceza Dairesi, Esas Numarası: 2014/10547, Karar Numarası: 2014/26387, Karar Tarihi: 30.06.2014).

11.4. SANIĞA EK SAVUNMA İMKANI VERİLMEDEN İDDİANAMEDE GÖSTERİLMEYEN SUÇUN SANIK HAKKINDA UYGULANMASININ HATALI OLMASI

“Dava, kasten yaralama suçu ile genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçuna ilişkindir. Mağdura yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden; sanığa ek savunma hakkı tanınmadan iddianamede gösterilmeyen Türk Ceza Kanununun ilgili maddesinin uygulanması suretiyle Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili maddesine muhalefet edilmesi, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde olduğu belirtilmesine rağmen sanık hakkında temel cezanın Türk Ceza Kanununun ilgili maddesi uyarınca belirlenmesi yerine yazılı şekilde ilgili maddesi uyarınca hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini, sanığın Türk Ceza Kanununun ilgili maddesinde düzenlenen olası kast ile hareket edip etmediğinin tartışılarak belirlenmesinden sonra hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olmuştur. Sanığın silahla tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekir.” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Esas Numarası: 2022/1574, Karar Numarası: 2022/2069, Karar Tarihi: 16.03.2022).

11.5. SANIĞIN FİİLİNİN ÖLDÜRME KASTINA YÖNELİK OLMASI NEDENİYLE KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜSTEN HÜKÜM KURULMASI GEREKTİĞİ

“Sanığın olay tarihinde eşi olan mağdur ile aralarında çıkan tartışma sırasında ele geçirilemeyen kesici alet ile boğazını kesmek suretiyle boyun arka bölümünde yaklaşık 20 cm uzunluğunda 2 cm derinliğinde kesi oluşturarak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına sebep olduğu olayda hedef alınan vücut bölgesi ve meydana gelen zararın ağırlığı nazara alındığında sanığın mağdura yönelik eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmektedir.” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Esas Numarası: 2020/547, Karar Numarası: 2020/1700, Karar Tarihi: 07.07.2020)

11.6. KATILANIN İSTİKRARLI BEYANLARI İLE SANIĞIN KATILAN İLE ARALARINDA TARTIŞMA ÇIKTIĞINI KABUL ETMESİ VE BUNLARLA ÖRTÜŞEN ADLİ RAPOR İÇERİKLERİ DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE SANIĞIN ÜZERİNE ATILI KASTEN YARALAMA SUÇUNUN SABİT OLDUĞU

“Resmî nikâh ile evli olup sorunları nedeniyle ayrı yaşayan katılan ile sanık, katılanın hamileli-ğinden dolayı sancıları başlaması nedeniyle birlikte M. Hastanesine gittikleri, yanlarında 14 aylık müşterek çocuklarının da bulunduğu, asansörle yukarı katlara çıkarken çocuğun elinin asansöre sıkışması nedeniyle aralarında tartışma yaşandığı, katılanın, tartışma sırasında sanık tarafından boğazının sıkıldığını, nefes almakta zorluk çektiğini iddia ederek şikâyetçi olduğu, katılan hakkın-da yutkunma zorluğu ve boynunun her iki yanında hiperemi bulunduğuna dair rapor düzenlendi-ği, herhangi bir görgü tanığının bulunmadığı olayda katılanın, yaşanan tartışma sırasında sanığın boğazını eliyle sıktığına ilişkin aşamalardaki istikrarlı beyanları, bu beyanlarla örtüşen ve katılanın boynunda hiperemi olduğu ve yutkunma zorluğu bulunduğuna dair adli rapor içerikleri ile müşte-rek çocuklarının kolunun asansöre sıkışması nedeniyle aralarında tartışma çıktığını kabul eden sanığın savunması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı kasten yaralama suçunun sabit olduğu anlaşıldığından dosya içerisindeki adli raporla da örtüşmeyen gerekçe ile Yerel Mahkemece sanığın beraatine karar verilmesinde isabet bulunmadığı kabul edilmelidir.” (Yargıtay CGK, Esas Numarası: 2017/307, Karar Numarası: 2020/387, Karar Tarihi: 29.09.2020)

11.7. BİRDEN FAZLA NİTELİKLİ HALİN VARLIĞI, CEZADA ORANTILILIK İLKESİ

“Sanığın eylemi sonucu katılanın maruz kaldığı yaralanma ile ilgili olarak geçici raporunda; karın alt kadranda 2-3 cm.’lik kesi ve hayati tehlikesinin mevcut olduğunun belirtildiği, daha sonra Genel Cerrahi Uzmanı tarafından düzenlenen kati raporda ise; yaralamanın hayati tehlikeye neden olmadığının belirtilmesi karşısında iki rapor arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla, katılanın tüm tedavi evrakları, raporları, epikriz, film ve grafilerinin en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne gönderilerek, özellikle katılanın hayati tehlike geçirip geçirmediği ve tüm ölçütlere göre yaralanmasının niteliği hususunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kesin raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yetersiz ve çelişkili raporlara dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Sanığın öz kardeşi olan katılana yönelik eylemini silahtan sayılan bıçakla gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi karşısında; birden fazla nitelikli halin aynı olayda gerçekleşmesi nedeniyle cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak temel cezaya hükmedilirken sonuç cezaya etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, Sanığın bıçakla katılanı hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda; sanık hakkında hüküm kurulurken katılanın hayati tehlike geçirmesi nedeniyle cezasının bir kat artırılması, gerekirken yazılı şekilde sanık hakkında eksik ceza tayini, Sanığın öz kardeşi olan katılana yönelik eylemini silahtan sayılan bıçakla gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi karşısında; sanık hakkında artırım yapılması sırasında gösterilmemesi, Anayasa Mahkemesinin bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Esas Numarası: 2021/1402, Karar Numarası: 2021/2788, Karar Tarihi: 02.03.2021)

11.8. ALT SINIRI BEŞ YILDAN FAZLA HAPİS CEZASINI GEREKTİREN SUÇLARDAN DOLAYI YAPILAN SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMADA SANIĞIN MÜDAFİİNİN BULUNMAMASI HALİNDE İSTEMİ OLMASA DAHİ MÜDAFİİ GÖREVLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ

“Sanığın, birden fazla kemik kırığı olması nedeniyle hayat fonksiyonlarına etkisi ağır (4) derecede kemik kırığı, yüzde sabit iz ve sağ gözde fonksiyon kaybı olacak şekilde kasten yaralama eyleminden dolayı TCK’nin 86/1 maddesi uyarınca temel ceza belirlenip 86/3-e, 87/2-b maddelerine göre yapılacak artırımlardan sonra bulunacak cezanın 8 yılın altında kalması halinde 87/2-son maddesi uyarınca 8 yıla çıkartılması gerektiği gözetilmeden, TCK’nin 87/2-b son maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezasına hükmedilerek, sanık hakkında eksik ceza tayin edilmesi ve sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/2-b-son maddesindeki suçun da bu kapsamda olduğu ve zorunlu müdafii görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkını kısıtlar şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Esas Numarası: 2014/35194, Karar Numarası: 2015/10475, Karar Tarihi: 24.03.2015).

11.9. ŞİKAYET HAKKININ ŞAHSA SIKI SIKIYA BAĞLI BİR HAK NİTELİĞİNDE OLDUĞUNDAN MİRASÇILARIN ŞİKAYETTEN VAZGEÇME HAKLARI BULUNMAMAKTADIR

“Mağdur İ. A.’ın soruşturma aşamasında şikayetçi olduğunu beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ise beyanı alınmadan 17.04.2012 tarihinde vefat ettiği, şikayet hakkının şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak niteliğinde olup yasal mirasçıların şikayetten vazgeçme hakkının bulunmadığının anlaşılması karşısında, yargılamaya devamla bir karar verilmesi yerine yasal mirasçıların şikayetten vazgeçmeleri nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Esas Numarası: 2014/8047, Karar Numarası: 2014/30727, Karar Tarihi: 22.09.2014)

11.10. SUÇ TARİHİ İTİBARİYLE 18 YAŞINDAN KÜÇÜK OLAN FAKAT MAHKEMESİNCE SAVUNMASININ ALINDIĞI TARİHTE 18 YAŞINI İKMAL EDEN SANIĞA ZORUNLU MÜDAFİİ TAYİNİ GEREKMEZ

“Hayati tehlike geçirmeye neden olacak şekilde silahla kasten yaralama suçundan yargılanan, sorgusunun yapıldığı tarihte 18 yaşından büyük olan ve müdafi görevlendirilmesi hususunda da talebi olmayan sanığa müdafii görevlendirilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, yerel mahkemenin direnme gerekçesi isabetli olup dosyanın incelenmek üzere özel daireye gönderilmesine karar verilmelidir.” (Yargıtay CGK, Esas Numarası: 2013/3-690, Karar Numarası: 2014/199, Karar Tarihi: 22.04.2014)

11.11. SANIĞIN MUHTEMEL NETİCENİN MEYDANA GELMESİNİ İSTEMEMESİNE RAĞMEN OBJEKTİF ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI HAREKET ETMESİNDEN DOLAYI NETİCENİN MEYDANA GELMESİNİ ENGELLEYEMEDİĞİ DURUMDA BİLİNÇLİ TAKSİRDEN CEZALANDIRILMASI GEREKİR

“Sanığın, üzerinde taşıdığı tabancayı mağdura şaka amaçlı doğrulttuğu sırada bir kez ateş almasıyla mağdurun batın bölgesinden hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanması ve sanık ile tanığın mağduru hemen hastaneye götürerek tedavisini yaptırması şeklinde gerçekleşen olayda, sanık ile mağdurun 20 yıllık arkadaş olup aralarında herhangi bir husumetin bulunmadığı, olay esnasında da herhangi bir olumsuzluğun yaşanmadığı, sanığın, şaka amaçlı tabancayı doğrulttuğu sırada birden patladığı yönündeki savunmasının aksine, kasten ateş ettiğini ispatlar nitelikte bir delilin de bulunmadığı, ancak içerisinde mermi olan tabancayı mağdura doğrulttuğu sırada ateş alabileceğini ve mağdurun yaralanabileceğini öngördüğü halde öngörülen bu muhtemel neticenin meydana gelmesini istememesine rağmen objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesinden dolayı neticenin meydana gelmesini engelleyemediği anlaşıldığından, sanığın eyleminin bilinçli taksir niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.” (Yargıtay CGK, Esas Numarası: 2012/3-1496, Karar Numarası: 2014/135, Karar Tarihi: 25.03.2014)

11.12. KAPIYI UZUN SÜRE ÇALAN SANIĞIN KAPININ AÇILMAMASI ÜZERİNE YARALAMA EYLEMİNDE BULUNDUĞU HALDE HAKSIZ TAHRİK UYGULAMASI YAPILMALIDIR.

“Sanığın kapıyı uzun süre çalmasına rağmen mağdurun açmaması üzerine mağdurun bu haksız hareketine kızan sanığın mağduru yaralama eyleminde, sanık lehine TCK uyarınca haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Esas Numarası: 2014/7645, Karar Numarası: 2014/29775, Karar Tarihi: 16.09.2014)

Kasten yaralama suçu mağdurları ya da faillerinin hak kaybı yaşamamaları adına konusunda uzman bir avukattan destek alarak yargılama süreçlerine bu şekilde iştirak etmeleri önem arz etmektedir. Büromuz, kasten yaralama suçlarında hem mağdur vekilliği hem de fail müdafiiliği olarak hizmet vermektedir.

Av. Kazım ARSLAN

Deneyiminizi daha iyi hale getirmek için bu web sitesinde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş oluyorsunuz. (Çerez Politikası Aydınlatma Metni)